Yaşınızın küçük olması, deneyiminizin az olması, sizi kimseden değersiz kılmaz. Başkalarını kendinizden yüksek görmeyin. Makamı ne olursa olsun.
Kendi kararlarınızı alın. Tereddüde düştüğünüz, bilginizin yetersiz olduğuna inandığınız durumlarda, güvendiğiniz kişilerden görüş alın. Ama hiç kimsenin sizin adınıza karar vermesine fırsat bırakmayın. Son sözünüzü kendiniz söyleyin.
Hata yapmaktan korkmayın. Hata yaptığınız zaman da eleştiriye açık olun. Siyasette çoğu zaman tek doğru yoktur, başkasına yanlış gözüken şey, size doğru gözükmüş olabilir. Çoğunluğun görüşü her zaman doğru olmayabilir, sadece başkaları öyle diyor diye haksız olduğunuzu düşünmeyin, argümanlarını sorgulayın, ikna olmadan fikir değiştirmeyin, başkasına tabi olmayın.
Bir grubun parçası olmakla birinin adamı olmak arasında ince bir çizgi, ancak dağlar kadar fark vardır. Genelde siyaset esnafları, siyasete yeni girmiş insanları “grup”larına davet eder, daha sonra kendi siyasi çıkarı için kullanabildiği kadar kullanır. İşi bitince de başından def eder. Bulunduğunuz grup ya da çevrede, size sadece talimat veriliyor, şuraya git şunu yap deniyor, ancak görüşleriniz dinlenmiyor, ya da dinlenirmiş gibi yapılıp hemen arkasından talimat verilmeye başlanıyorsa, orada fazla kalmayın. Size birey ve partili olarak saygı duyan insanlar mutlaka vardır. Bunlarla birlikte olmaya özen gösterin. Daha büyük bir grubun parçası olmak için sizi eşya olarak gören insanlara imkan vermeyin. Birbirini iyi tanıyan ve saygı duyan insanların oluşturduğu küçük grupların, siyasete yön verdiği çok olmuştur.
Kimsenin maşası, önlüğü, değneği olmayın. Kendinizi kullandırmayın. Adınız “falancanın adamı”na çıktıktan sonra, siyasette çok değer kaybedersiniz. O kişi siyaseti bıraksa, yaşadığınız ortamı terk etse dahi, adınız onunla anılır, sizden hep falancanın adamı diye söz ederler. Kişiliğinizi kimsenin zedelemesine izin vermeyin. Kişiliğiniz olmadan, siyaset dahil hiç bir şey yapamazsınız, sadece bazı siyaset esnafının önlüğü olursunuz.
Başkasının yönlendirmesi ile yanlış bir iş yapar ya da başarısız olursanız, o kişinin sorumluluğuna da ortak olursunuz. Kendi kararlarınızı verin, yaparsanız kendi hatanızı yapın. Kendi kararı ile hata yapana, bir süre mesafeli davranılsa da, kısa zamanda hatasını düzeltme imkanı verilir, çünkü ne olursa olsun, kendi kararını veren insana saygı duyulur.
Siyaseti menfaat için yapmayın. Başkalarının siyasetten çıkar sağlamalarına da aracı olmayın. Siyasetin amacı, içinde yaşanılan topluma bir katkı sağlamaktır. Toplumun sorunlarına çözüm üretebilmek, sırasıyla komşularınızın, hemşehrilerinizin, yurttaşlarınızın ve insanlığın daha iyi yaşamasına yardımcı olmaktır. Topluma bu katkıyı sağladığınızda, o toplumun bir parçası olarak, bunun size de yararı olacaktır. Genel siyaset ve ülkenin durumu elbette ki önemlidir. Ancak, önce kendi kapınızın önünü süpürmenizin gerektiğini unutmayın. Boş hamaset nutuklarına aldanıp kimsenin arkasından gitmeyin. Kendi çevreniz ve şehriniz için bir şeyler yapmaya çalışın. Zaman, sizi bir yerlere mutlaka taşır.
Herhangi bir koltuğu hedef alarak siyaset yapmayın. Koltuk sayısı, siyasetçi sayısından her zaman daha azdır. Koltuk için siyaset yaparsanız, bireysel mücadeleye girersiniz. Kendinize ve siyaysi çevrenize zarar verirsiniz. Sizi kullanmak isteyenlere koz vermiş olursunuz. O koltuğu vaad ederek size birçok şey yaptırabilirler.
Böyle arada bir çıkıp size akıl verir gibi bir şeyler yazıp söyleyenlere kızmak en doğal hakkınız. Ukala herif deyip, sövebilirsiniz de. Ama dediklerine de bir bakın. Hiç ummayacağınız kişilerden, düşüncelerinizi derinden etkileyecek şeyler duyabilirsiniz.
Barış Olgaç
0 yorum:
Yorum Gönder